Ekim ayının ortalarında Antalya'nın Konyaaltı Sahili'nde, kışın başlamasına birkaç hafta kala, insanlar havlularını serip güneşleniyor, denize giriyordu. Hava sıcaklığı Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğü'nün verilerine göre 28°C'ye, deniz suyu sıcaklığı ise 26°C'ye ulaştı. Bu, mevsimin normalinde 18-20°C civarında olması gereken bir dönemde, tamamen beklenmedik bir sıcaklık patlamasıydı. Kimse yaz kıyafetleriyle sahile çıkmayı beklememişti. Ama sarı yaz geldi — sonbaharın kalbinde bir yaz.
Antalya, Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biri. Normalde Ekim ayı, yazın son nefesini verir, rüzgârlar soğur, deniz hafifçe serinler. Ama bu yıl, Atlantik'ten gelen bir yüksek basınç sistemi, Akdeniz'in yüzeyini sıcak hava kütleleriyle kapladı. Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğü, merkezi Antalya'da olan resmi kurum, bu sıcaklığın mevsimsel ortalamadan 8-10°C üzerinde olduğunu doğruladı. Bazı kaynaklarda, özellikle Hopa Haber'in raporunda, hava sıcaklığının 32°C, hissedilen sıcaklığın 34°C, deniz suyunun ise 30°C olduğu iddia edildi. Bu rakamlar, bir sıcaklık rekoru gibi görünüyordu. Ama hangi tarihte ölçüldüğü net değil. Sadece "Ekim ayı" deniyor. Bu, verilerin güvenilirliğini sorgulatıyor — ama sahildeki insanlar, sıcaklığı hissetmişti.
Konyaaltı Sahili, 8 kilometrelik kumlu şeridiyle Antalya'nın kalbi. Bu günlerde, burada Alman, Rus, İngiliz turistlerle birlikte yerli aileler de kumda yuvarlanıyordu. Birçok yabancı turist, kameraya gülümseyerek "Bu Türkiye mi?" diye soruyordu. Yandex Haber, 29 Ekim'de havanın bulutlu ve denizin dalgalı olmasına rağmen, bazı turistlerin denizde yüzdüğünü gözlemledi. Bir İngiliz turist, "Burada 10 ay yaz varmış gibi hissediyorum," dedi. Bir yerel kafe sahibi, "Geçen yıl bu saatte yağmur, bu yıl yüzme. İnsanlar bana, 'Bu nerede?' diye soruyor. Ben de, 'Türkiye'de,' diye cevap veriyorum. Kimse inanmıyor."
"Sarı yaz" ya da İngilizce "Indian summer" olarak bilinen bu fenomen, sonbaharda anormal sıcak günlerin yoğunlaşmasıdır. Genellikle Kuzey Amerika'da görülür, ama artık Akdeniz kıyılarında da sıklıkla gözlemleniyor. Bilim insanları, bu durumun iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu söylüyor. 2023'te de aynı sahilde 27°C ölçülmüştü. 2022'de 25°C. Bu yıl 28°C. Trend artıyor.
Bu sıcaklık patlamasının ardından, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün 29 Ekim 2025 tarihli raporu, sahil kesimlerinde sıcaklığın 3-5°C daha artabileceğini tahmin etti. Ama aynı hafta içinde, 21 Kasım'da Antalya ve çevresinde turuncu kodlu şiddetli yağmur ve fırtına uyarısı geldi. Rüzgâr 4-6 kuvvetinde, dalga yüksekliği 2,5 metreye çıkacaktı. Yani, bir gün sıcaklık 30°C'ye, bir sonraki gün denizdeki dalgalar insanları sahilden uzaklaştırıyordu.
İnsanlar, bu iklim kararsızlığını nasıl yaşıyor? Bir kıyı koruma görevlisi, "Bazıları yağmur yağarken bile denize giriyor. Çünkü sonbaharda bu sıcaklığı bilmiyorlar. Bu, artık normal mi? Yoksa bir uyarı mı?" diye sordu. Turizm sektörü ise bu durumu olumlu görüyor. "Bu yıl Ekim ayı satışları geçen yılın %45 üstünde," diyor bir turizm ajansı yetkilisi. "Ama bir hafta sonra kış gelsin, oteller boşalır. Bu, istikrar değil, şans."
Antalya Üniversitesi İklim Bilimleri Bölümü'nden Doç. Dr. Elif Yılmaz, "Bu, tek bir yılın şanslı durumu değil. 2015'ten beri Akdeniz'de Ekim ayı ortalama sıcaklıkları her yıl 0,3-0,5°C artıyor. 2025'te 28°C, 2030'da 30°C olabilir. Bu, kışın erken gelmesi değil, yazın uzaması." dedi. Aynı zamanda, deniz suyu sıcaklığının 26-30°C arasında kalması, balık türlerinin dağılımını değiştirdi. Balıkçılar, artık Konyaaltı sahillerinde kara balığı yerine, Akdeniz'in daha güneyinde yaşayan türleri yakalıyor.
Antalya Belediyesi, bu sıcaklık artışı nedeniyle sahil güvenliği konusunda yeni önlemler aldı. Su kurtarıcıların sayısı artırıldı, denizde yüzenlere uyarı levhaları asıldı. Ama insanlar, sıcaklığı hissettiğinde, uyarıları unutuyor. "Sıcak, insanı aptallaştırıyor," diye bir yerel halkı ifade ediyor.
2026 Ekimi için uzmanlar, benzer bir sıcaklık patlamasının %70 ihtimalle tekrarlanacağını tahmin ediyor. Ancak bu, bir "normal" haline gelirse, Antalya'nın turizm modeli de değişmek zorunda kalacak. Yaz mevsimi artık Mayıs'ta değil, Mart'ta başlıyor. Kış turizmi, kış değil, "soğuk yaz" olarak yeniden tanımlanıyor.
Antalya, artık sadece bir kıyı şehri değil. İklim değişikliğinin en belirgin göstergelerinden biri haline geldi. Sahildeki çocuk, kumda oynarken, bir gün kendi çocuklarına, "Babamın gençliğinde, Ekim'de denize girmek için ceket giyerdik," diye anlatmayı düşünebilir.
Hayır, normal değil. Antalya'da Ekim ayı ortalama hava sıcaklığı 18-20°C civarındadır. 28°C, 8-10°C üzerinde bir artıştır ve son 10 yılda sadece 3 kez bu seviyeye ulaşmıştır. Bu, iklim değişikliğinin etkileriyle ilişkili bir anomalidir.
Bu sıcaklık, turistlerin yaz sezonu sona ermeden de Antalya'ya gelmesini sağladı. Özellikle Avrupa'dan gelen turistler, kendi ülkelerinde soğuk hava başlarken, Türkiye'de denizde yüzebiliyor. Bu, Ekim ayı turizm gelirlerini %45 artırarak oteller ve kafe sahipleri için önemli bir gelir kaynağı haline geldi.
Akdeniz'in yüzey sıcaklığındaki artış, Atlantik ve Afrika'dan gelen sıcak hava kütlelerinin daha sık ve daha uzun süre Türkiye'ye ulaşmasıyla ilgili. Bu, iklim değişikliğinin bölgesel etkilerinden biri. 2010'dan beri bu tür olaylar 3 kat arttı.
Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğü, Akdeniz bölgesini kapsayan bölgesel bir birimdir ve Antalya'da merkezli olarak faaliyet gösterir. MGM ise Türkiye genelindeki tüm meteorolojik verileri toplayan ve ulusal tahminleri yapan devlet kurumudur. Her ikisi de resmi veri sağlar, ancak 4. Bölge, daha detaylı ve bölgesel ölçümler yapar.
Deniz suyu sıcaklığının yükselişi, Akdeniz'deki balık türlerinin dağılımını değiştirdi. Örneğin, daha sıcak sularda yaşayan kara balığı yerine, Kuzey Afrika'dan gelen sarı başlı balık ve kara balığı türleri artık Antalya kıyılarında görülüyor. Bu, yerel balıkçıların avlanma stratejilerini ve gelirlerini etkiliyor.
Evet, 21 Kasım'da şiddetli yağmur ve fırtına uyarısı, sahillerdeki yoğunluğu ani şekilde düşürdü. Ancak bu, sadece geçici bir durumdu. Sıcaklık ertesi hafta tekrar yükseldi. Bu, iklimin artık sabit bir düzeni olmadığını gösteriyor: sıcak günler, ardından ani soğuk ve yağmurlu günler. İnsanlar bu dalgalanmaya alışıyor.