terör mazemedir.
Terör Emperyalizmin Malzemesidir
9 Eylül 2004 Perşembe, Vakit gazetesi
Kuzey Osetya'da yaşanan olayların sıcaklığında İsrail işgal devleti Gazze'de gerçekleştirdiği insanlık dışı saldırıda 15 kişiyi katlederek, 30 kişiyi yaraladı. Aynı gün ABD emperyalizminin Bağdat'ta gerçekleştirdiği iğrenç saldırılarda da onlarca insan hayatını kaybetti.
Bu iki olayın üzerinden fazla zaman geçmeden Felluce'de 7 Eylül Salı akşamı başlatılan ve gece boyunca gerçekleştirilen insanlık dışı saldırılarda 100 kişi öldürüldü. İşgalci ABD güçleri öldürülenlerin direnişçiler olduğunu ileri sürdüler. Oysa gerek hava gerek kara saldırılarında özellikle direnişçiler değil alelade insanların yaşadığı meskenler rasgele hedef alınmıştı. Dolayısıyla öldürülenlerin büyük çoğunluğunu sivil, savunmasız insanlar oluşturuyordu. Zaten saldırılara hedef alınan insanların görüntüleri ve bizzat şahit olanların açıklamaları da işgalci saldırganları yalanladı. Çünkü hedef alınarak yaralanan veya öldürülenler arasında birçok savunmasız çocuk da vardı. Kaldı ki direnişçiler de gidip ABD topraklarını işgal etmiş, orada savaş veriyor değiller. Kendi topraklarını işgalcilere karşı savunuyorlar. Dolayısıyla herhangi bir suç işlemiyor, meşru bir vatan müdafaası yapıyorlar.
Aynı şey Filistin'de işgalci Siyonistlere karşı bağımsızlık mücadelesi veren Filistinli mücahitler için de, Çeçenistan'daki Rus işgaline son vermek için savaşanlar için de geçerlidir. Bütün bu mücadeleler hakkında "terör" nitelemesi yapmak Türkiye'nin bağımsızlığı için gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşı hakkında "terör" nitelemesi yapmaktan farksızdır.
Gerçekte "terör" bugün dünyayı kanla yöneten, dünya halkları üzerindeki tasallutlarını kalıcı hale getirmek için kan akıtan emperyalist güçlerin hem malzemeleri yani gerekçeleri hem de araçlarıdır. Onların kendi saldırganlıklarına gerekçe olarak kullandıkları birçok karanlık terör olayıyla doğrudan veya dolaylı bir şekilde bağlantıları vardır. Bu olayları insanları adeta sinek öldürür gibi öldürmek için gerçekleştirdikleri vahşi saldırılara gerekçe olarak kullanmaktadırlar.
Hal böyleyken ne kadar ilginçtir ki "terör" konusunda savunma konumunda bırakılanlar hep Müslümanlar oluyor. Birileri kalkıp Müslüman alimlerin teröre karşı kampanyalar yürütmelerini istiyor, başkaları da bu çağrıya cevap vermiş olmak için İslâm - terör karşıtlığı üzerine açıklamalarda bulunma ihtiyacı duyuyor. Aslında o çağrılar bir oyun, onlara cevap vererek kampanyalar başlatma ihtiyacı duyulması da oyuna getirilmedir. Çünkü burada teorik olarak İslâm - terör karşıtlığı ortaya konurken, vakıayla ilgili ithamlar zımnen kabullenilmiş olunmaktadır.
Böyle gereksiz savunmalarla uğraşmak yerine sömürgeci güçlerin terörün uluslar arası boyutundaki rollerini ve gizli ellerini ortaya çıkarmak için bir şeyler yapmak gerekir. Ama bunu yapabilmek için emperyalizmle herhangi bir kuyruk bağının olmaması, ona eli mahkûm durumda bulunmamak gerekir.
|