Giriş ya da Kayıt Ücretsiz!
 
 
 Takvim
Ocak 2008
P S Ç P C C P
  1 2 3 4 5 6
7 8 9 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 20
21 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31
 Kullanıcı Paneli
Merhaba Ziyaretçi
IP: 64.208.172.178

Kullanıcı Adı
Şifre
Kayıt
  Şifremi Unuttum
 Ana menü
 Arama
 Siteye Giren Üyeler
kaptannnbey 00:57:47
Onur 03:58:11
eros_34 04:47:44
wolcano 04:49:51
kargo35 06:47:21
jordan0561 07:32:43
wipi 07:43:39
prodienru 07:47:37
maliozmen 08:18:11
usta06 08:26:49
 Google Reklam2
Top
Kafkaslarda yükselen çeçen bayrağı
07/11/2007 20:30 Onur
çeçenistan

Kafkaslar'da Yükselen Özgürlük Bayrağı

Çeçenistan'daki bağımsızlık mücadelesi başladığında Türkiye'deki malum medya organları bu mücadeleyi karşılarına alma cesareti gösterememişlerdi. Bunun çeşitli sebepleri vardı. Başta gelen sebeplerden biri de Türkiye'deki Müslüman halkın bu mücadeleyi sahiplenmesi ve desteklemesiydi. Direnişin yüzyıllardan beridir devam etse de haksız ve gayri meşru olan bir işgale karşı başkaldırı olarak kamuoyuna yansıtılmış olmasıydı. Dolayısıyla bu mücadelenin bir istiklal yani bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi olarak kabullenilmesi zorunluluğu doğmuştu. Ancak bugün Dağıstan'da cereyan eden olayların çok farklı bir şekilde kamuoyuna yansıtıldığını bu yüzden de, çağdaş sömürgeci güçlerin sözcüsü gibi çalışan basın yayın organlarının olayları çarpıtma ve direnişi yürütenlere çirkin saldırılarda bulunma cesareti gösterebildiklerine şahit oluyoruz. Bu yüzden önce Dağıstan'daki direnişin genel mahiyeti hakkında bazı bilgiler vermek istiyoruz.

İşgal Değil Bağımsızlık Mücadelesi

Türkiye'deki medya organlarının bazıları Dağıstan'daki direnişi yürütenlerin bazı bölgeleri Rusların saltanatından kurtarmalarını işgal olarak kamuoyuna lanse ediyorlar. Oysa burada asıl işgalci olan Rusya'dır. Mücahitlerin ele geçirdikleri bölgeler de işgal edilmiş değil işgalden kurtarılmış bölgelerdir. Uzaktan kumandalı yayın organlarının Rus güdümlü haberlerinde "işgal" nitelemesine başvurmalarında en çok dayandıkları gerekçeleri ise direnişi Çeçenistan'dan giden mücahitlerin başlatmaları oluyor. Oysa Dağıstan ve Çeçenistan iki kardeş bölgedir. Çeçenistan'dan giden mücahitlerin eğer ki Dağıstan'da bir altyapıları, oradaki halktan kendilerine yönelik bir destek gücü olmasaydı zaten bir kaç yüz mücahitle böyle bir şeye teşebbüs etmeleri söz konusu olamazdı. Yani direniş Çeçenistan ve Dağıstan mücahitlerinin ortak bir direnişidir. Dağıstan mücahitleri Rus işgali karşısında eli kolu bağlı bir halde olduklarından dolayı Çeçenistan mücahitleri onların yardımlarına koşmuşlardır. Gelişmelerle ilgili olarak gelen haberlere göre, Dağıstan gençlerinden her gün onlarca kişi direnişçilerin saflarına katılıyor. Bu yüzden direniş günden güne yayılıyor. Zaten böyle bir katılım söz konusu olmasaydı bu kadar kısa zaman içinde Rus işgal güçlerine bu kadar kayıp verdirmeleri ve işgalden kurtardıkları toprak alanını genişletmeleri mümkün olamazdı. Aldığımız bilgilere göre mücahitler halen Dağıstan'ın yüzde yirmiden fazlasını kontrollerinde tutuyorlar. Ruslar özellikle dağlık bölgelerde büyük kayıplar veriyorlar. Biri general olmak üzere çok sayıda Rus subayı ve eri mücahitler tarafından öldürüldü. Rusların maddi zayiatlarının da hayli fazla olduğu bildiriliyor.

Gücünü İmandan Alan Bir Direniş

Her kesimde olduğu gibi ne yazık bizim İslami camiaya hitap eden bazı kesimlerde de birtakım "entel-liboş" takımları olabiliyor. Bunlar "aykırı ses" olma kaprislerine takıldıklarından zaman zaman Allah yolunda verilen haklı ve meşru mücadelelere de dil uzatma edepsizliğini gösterebilmektedirler. Bu gibiler geçmişte Filistin'deki haklı ve meşru mücadeleye dil uzatarak güya aykırı sesler çıkarma "cesareti (!!?)" gösterdiklerini sanıyorlardı. Oysa onlar Filistin'deki haklı mücadeleye dil uzatırken siyonist işgalcileri rahatlattıklarını düşünmüyorlardı. Bugün aynı tiplerin Dağıstan'daki mücadele karşısında da "aykırı ses" kaprislerini su yüzüne çıkarmaları söz konusu olabilir. Bu gibi kaprislerden etkilenmemeli, Dağıstan'daki haklı ve meşru mücadeleye sahip çıkmalıyız. Ayrıca tenkit ile reddi birbirine karıştırmamamız gerekiyor. İnsanlar kişisel tavırlarında, düşüncelerinde ve fiillerinde yanılabilir, yanlış yapabilirler. Bu yanlışları tenkit etme hakkımız vardır. Ancak bu hakkımızı kullanmamızın amacı da o yanlışların düzeltilmesine yardımcı olmak olmalıdır. Fakat bazıları tenkitle reddi birbirine karıştırıyor, ufak bir hatayı bir hareketi topluca reddetmek için yeterli sebep olarak görebilmektedirler. Oysa böyle yaptığımız zaman basit hatasından dolayı reddettiğimiz hareketin hatasından çok daha büyük bir hata yapmış oluruz.

Dağıstan'daki özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi gücünü imandan alan ve Allah yolunda başlatılmış bir mücadeledir. Allah'ın izniyle iman çizgisinde kaldığı sürece bütün Kafkaslar'ı etki altına alabilecek güçlü bir mücadeledir. Modern tekniklerle donatılmış, uçaklarla, helikopterle desteklenen kalabalık Rus güçleri karşısında direnebilmesi, geri adım atmaması da gücünü imandan almasından kaynaklanıyor.

Rejim Hesabına "Din Adamlığı (!)" Zor İş

Din alimlerinin doğruyu konuşabilmeleri için özgür olmaları gerekir. Bunun için İslam tarihine baktığımızda büyük ilim adamlarının devletin veya birilerinin himayesine girmekten, onların hesabına çalışmaktan kaçındıklarını, özgür çalışmayı ve özgürce fetva vermeyi tercih ettiklerini görürüz. İslam şeriatını yasamada ana kaynak olarak kabul eden devletlerde bile büyük alimlerin devlet himayesine girmekten kaçınmalarının hikmetini bugün yaşadığımız gerçekler daha iyi anlatıyor. Resulullah (s.a.s.) mü'minlere ya hakkı konuşmalarını ya da susmalarını tavsiye ediyor. Bu öğüt dini konularda bilgilerine başvurulan kişiler açısından daha büyük bir önem taşımaktadır. Eğer hakkı konuşma özgürlüğüne sahip değillerse en azından susmayı tercih etmeleri ya da: "Bu konuyu benden değil de şu şu kaynaklardan öğrenmenizi tavsiye ediyorum" diyerek insanları doğrunun kaynaklarına yöneltmeleri gerekir. Ama ne yazık ki, tarihte olduğu gibi günümüzde de bazılarının "din adamı" cübbesine bürünerek insanları yanılttıklarına şahit olabilmekteyiz. Bu tarz yanıltma örneklerine dikta rejimlerinde, baskıcı sistemlerde daha sık rastlamak mümkün oluyor.

İşte bunun ilginç bir örneğine de geçtiğimiz günlerde Dağıstan'da şahit olduk. Verilen haberlere göre adamlar direnişçileri Vehhabilikle suçlayarak halkı onların karşısında yer almaya, hatta onlara karşı mücadele etmeye çağırdılar. Vehhabilik suçlamasının asıl amacının ne olduğundan geçen haftaki yazımızda söz etmiştik. Kaldı ki bu insanlar iddia edildiği gibi Vehhabi olsalar bile Müslümandırlar. Dağıstan'ı işgal altında tutan Ruslar ise kafir, zalim ve fasıktırlar. Direnişçilerin karşısında olmak ve onlara karşı fiilen mücadele etmek ise işgalci Rusların yanında yer almak, onlara yardımcı olmak anlamına gelir. Peki Vehhabilik suçlaması, yüzyıllardan beridir Dağıstan'ın Müslüman halkına zulmeden bir küfür gücünün yanında yer almayı haklı kılar mı? Oysa Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de birçok ayette bunu yasaklamaktadır. İşte birkaç örnek:

"Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kafirleri kendilerine dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah'la bir ilişiği kalmamış olur. Ancak onlardan kendinizi korumak gayesiyle sakınmanız müstesnadır. Allah size kendi zatından korkmanızı emrediyor. Dönüş Allah'adır." (Ali İmran, 3/28)

"Onlar mü'minleri bırakıp kafirleri dost edinenlerdir. Onların yanında şeref mi arıyorlar? Oysa şeref tümüyle Allah'a aittir." (Nisa, 4/139)

"Ey iman edenler! Mü'minleri bırakıp kafirleri kendinize dost edinmeyin. Kendi aleyhinize Allah'a açık bir hüccet mi vermek istiyorsunuz?" (Nisa, 4/144)

"Ey iman edenler! Benim de düşmanım sizin de düşmanınız olan kimseleri dostlar edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Oysa onlar haktan size geleni inkâr ettiler." (Mümtehine, 60/1)

"Onların çoğunun inkar edenleri kendilerine dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için önceden göndermiş oldukları ne kadar da kötüdür. (Bu yüzden) Allah onlara kızmıştır ve azabın içinde sonsuza kadar kalacaklardır." (Maide, 5/80)

"Ey iman edenler! Eğer inkar edenlerin sözlerine uyarsanız sizi ökçelerinizin üzerine geri çevirirler de hüsrana uğrayanlardan olursunuz." (Ali İmran, 3/149)

Dediğimiz gibi bunlar sadece birkaç örnek. Bunlar gibi daha birçok ayeti kerimede Allah'ın dinine karşı cephe almış olanların dost edinilmesine, onlarla işbirliği yapılmasına, onların peşinden gidilmesine karşı uyarıda bulunulmaktadır. Bu iş bir de Allah yolunda verilen mücadeleye karşı yapılırsa çok daha tehlikeli hale gelir.

Dağıstan Cumhuriyeti Neyin Nesi?

Sovyetler Birliği dağılmadan önce bu devlet 15 federal cumhuriyetle bazı ufak tefek özerk cumhuriyetlerden oluşuyordu. Ancak inisiyatif büyük ölçüde Rusların elindeydi. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bugünkü Rusya federasyonu sınırları içinde kalan sözde özerk cumhuriyetlerin yine aynı statüde Rusya'ya bağlı olarak devam etmeleri kararlaştırıldı. Ancak buraların özerklikleri tamamen semboliktir. Çeçenistan'ın durumu da böyleydi. Ancak burada uzun süren bir mücadele sonucunda Rusya buranın tam özerk bir statüye kavuşturulmasını kabul etti. Çeçenistan ise kendini bağımsız bir devlet olarak görüyor ve Rusya'nın da böyle kabul etmesini istiyor.

Hali hazırdaki Dağıstan Cumhuriyeti'nin özerkliği büyük ölçüde semboliktir. Bizzat Rus yorumcuların yaptıkları yorumlarda mevcut Dağıstan Cumhuriyeti'nin kontrolünün tamamen Rusların elinde olduğu, bütün devlet mevkilerinin Rusların elinde bulunduğu Dağıstan'ın yerli halkına doğru düzgün iş bile verilmediği, Dağıstanlı gençlerin çoğunun işsiz olduğu dile getirilmiştir. Bu açıdan baktığımızda Dağıstan Cumhuriyeti isimlendirmesinin reel bir karşılığının olmadığını, özerklik nitelemesinin de tam bir yanıltmaca olduğunu görüyoruz.

Böyle olması belki kurulmuş sistemin devam ettiği dönemlerde Rusya'nın lehine olabilir. Ancak bağımsızlık mücadelesinin başladığı bir ortamda aleyhine olacaktır. Çünkü bölge halkı başlarındaki yönetimin kendilerini temsil etmediğini düşünerek ya direnişe destek verecek veya bunu yapamazsa en azından ona karşı yönetimin yanında yer alma yoluna gitmeyecektir. Dağıstan hükümetinin halkı direnişçilere karşı tavır almaya çağırmasının hiçbir yankı bulmaması aksine özellikle gençlerin direnişçilerin saflarına katılmaları da bunu gösteriyor.

Direniş Bütün Kafkasya'ya Yayılabilir

Rusya'yı endişelendiren sadece Dağıstan'da olan bitenler değil, ilk kıvılcımını Abhazya'da çakıp oradan Çeçenistan'a oradan da Dağıstan'a sıçrayan özgürlük ve bağımsızlık ateşinin gittikçe bütün Kafkasya'ya yayılması ihtimalidir. Zaten mücahitlerin hedefleri Dağıstan'da zafer elde ettikten sonra bu mücadelenin Kabartay - Balkar Cumhuriyeti'nde devam etmesini sağlamaktır. Dağıstan'da zafer elde edilmesi zaten burada ve diğer Kafkas özerk cumhuriyetlerinde yaşayan özgürlük hasreti içindeki halkları cesaretlendirecektir.

Rusya Zorlanacaktır

Rusya'nın Dağıstan'da ciddi şekilde zorlanacağı anlaşılıyor. Bunun birkaç sebebi var:

Birinci olarak: Rusya burada bir işgalci durumundadır. Dolayısıyla halk onun saltanatını istemiyor. Dağıstan gençleri Rusların dışarıdan gelip iş güç sahibi olmalarına, özellikle resmi makamları ele geçirmelerine rağmen kendilerinin öz yurtlarında işsiz dolaştıklarını görmekte ve Rusların yurtlarından çıkarılmasını istemektedirler.

İkinci olarak: Direnişçi mücahitler "ya zafer, ya şehadet" diyerek yola çıkmış ve gönüllü olarak çarpışan insanlardır. Rus askerleri ise gönülsüz olarak zorla savaştırılmaktadırlar. Üstelik onlar öldürüldüklerinde pisi pisine gideceklerini, kabirlerinde votka da bulamayacaklarını düşünmektedirler.

Üçüncü olarak: Mücahitler gerilla savaşı tecrübesine sahip oldukları gibi, Dağıstan'ın tabii şartları da gerilla savaşına elverişlidir.

Dördüncü olarak: Rusya uzun süreden beridir ekonomik sıkıntılar yaşamaktadır. Dağıstan savaşı ise Rusya'ya önemli maddi kayıplar verdireceğinden, kısa vadede belki buradaki savaşa maddi destek verebilir ama uzun vadede buranın kendisi için bataklık haline geldiğini görecek, daha fazla maddi kayıp vermemek için meseleyi bir sonuca bağlama zorunluluğu duyacaktır.

Beşinci olarak: Rusya içerde siyasi sorunlar da yaşıyor. Bilindiği üzere Yeltsin son birkaç ay içinde dört başbakan değiştirdi. Yeltsin bunu bir alışkanlık edindiğinden dolayı değil karşı karşıya olduğu siyasi istikrarsızlığın içinden çıkmak için yapmaktadır. Son olarak başbakanlığa atadığı Viladimir Putin'e hayli güveniyor ve onun Dağıstan meselesini çözeceğini iddia ediyor. Ancak yakın bir gelecekte bu konudaki ümitlerinin boşa çıktığını görecektir.

Bu itibarla Rusya zaman zaman direnişçilere ciddi kayıplar verdirdiğini iddia ederken bağımsız kaynaklar durumun tam tersi olduğunu, Rus güçlerinin kısa sürede önemli kayıplar verdiklerini bu yüzden moral yönünden de perişan halde olduklarını dile getiriyorlar.  

Kafkaslarda Yükselen Özgürlük Bayrağı   
Onur
Türkler hep çeçenlerini desteklemişlerdir. Müslüman Çeçen kardeşlerimiz yalnız değildir! Türkiyeli türkler onların yanlarındadır!
18
Ara
AHMET ÖZ
çeçenistan özgürlüğünü bulacak bizde vatanımız olan çeçnistana dönecegiz allah yardımsımız olsun....
06
Ara
İsim
Email
Yardım
 Saat
 Yeni Proğramlar
 Yeni Haberler
Petrol fiyatları inişte
397 YTL taksitle konut
Piyasaya ateş düştü
Ayrılığın 5 İşareti!
Rice'tan Araplar'a tavsiye!
Meclis'in SUYU çıktı!
200 çocuğa müebbet!
ABD'den Karpaz açıklaması
İran'dan kötü haber
Irak'ta yeni ittifak
Pakistan'da çatışma çıktı
Erdoğan İspanya'ya gitti
Aleviler İslam'ın neresinde
El Kaide'den saldırı planı
Hamas'tan Bush'a tepki
 Anket
Sitemizden Hoşlandınız mı?
Çok kullanışlı.
Evet güzel
Gelişmesi lazım.
Beyenmedim.
Tasarım Kötü!
İçerik Kötü!
Sonuç
(28 Yorumlar)
 Mesajlar
bilmax.1
Tarih: 19/01/2008 14:50
bilmax.1@
Onur
Tarih: 16/01/2008 15:48
lalforewer msn'imi ekle konuşalım [email protected]
wipi
Tarih: 14/01/2008 23:22
lalforewer aramıza hoş geldin
lalforewer
Tarih: 14/01/2008 23:01
slm onur
Onur
Tarih: 13/01/2008 22:33
Sitedeki tüm sorunları düzeltim daha sorun çıkmıcaktır.
Onur
Tarih: 07/01/2008 22:51
Editörlere bilgi, editör arkadaşlar comments last 30 dan o kişinin ip sine tıklayıp tüm mesajlarını otomatik sildirebilir.
zeki_savas
Tarih: 06/01/2008 12:56
slm
wipi
Tarih: 05/01/2008 23:32
SELAM TATLIM TANŞALIM MI?
izmirlielif
Tarih: 05/01/2008 21:04
selam arkadaşlar
Onur
Tarih: 02/01/2008 00:01
Sitemizi olan yoğunluk nedeniyle makina değişikligi yaptık 01.01.2008 üye olanlar eğer üye girişi yapamazsa tekrar üye olsunlar.
Giriş ya da Kayıt Mesaj göndermek için!
 Arayüz
 Google Reklam1
Top
 
Bana Ulaşmak için MSN : msn'adresinden ulaşabilirsiniz.
MemHT Portal is a free software released under the GNU/GPL License by Miltenovik Manojlo