çeçenistan
Çeçenistan Unutulmamalı
28 Eylül 2006 Perşembe, Vakit gazetesi
Hareketlilik bütün dikkatleri üzerine çekiyor. Bu yüzden bazen gündem bir konuya kilitleniyor. Geçtiğimiz dönemde de Lübnan'daki savaş sebebiyle gündem buraya kilitlenmişti. Lübnan üzerindeki dikkat yoğunlaşması Filistin ve Irak'ı da gölgede bırakmıştı. Oysa işgalci Siyonist devlet Filistin'deki saldırı ve kıyımlarını sürdürürken Amerikan işgal güçleri de dikkatlerin Lübnan'a yönelmesinden Irak'taki saldırılarını artırma, özellikle fitne ateşini alevlendirme amaçlı değerlendirmeye çalıştılar. Lübnan'dan önce de 26 Haziran'da gerçekleşen işgalci askeri esir alma eylemi ve sonrasında meydana gelen gelişmeler sebebiyle dikkatler Filistin üzerinde yoğunlaşmıştı. Irak ve Afganistan'daki işgalin de uzun süreden beridir kamuoyunu meşgul etmesi sebebiyle Çeçenistan büyük ölçüde gölgede kaldı.
Burada Müslüman toplumlar da zorda. Bir sürüye sadece bir yönden kurtlar dadansa çoban o tarafta tedbirini alır ve saldırıya engel olmaya çalışır. Ama farklı yönlerden saldırı gerçekleşirse zorlanır. Bugün uluslar arası emperyalizm ve onun himayesindeki güçler İslâm âlemine çok farklı yönlerden ve yoğun bir tempoyla saldırı gerçekleştiriyorlar. İlgi ve dikkatin belli bir bölgeye yönelmesini de başka bölgelerdeki saldırıları şiddetlendirmede değerlendirmeye çalışıyorlar.
İkinci önemli sorun ise zamanın yıpratmasıdır. Biz bu konu üzerinde daha önce durmuştuk. Bu konuyla ilgili yazımızı Web sitemizde (www.vahdet.com.tr) Zamanın Yıprattığı Meselelerimiz başlığıyla bulabilirsiniz. Bir meselenin geniş bir zamana yayılması rutinleşmeye, insanların gözlerinin ve kulaklarının alışmasına yol açıyor. Artık o meseleyle ilgili gelişmeleri güncel kabul ediyor, onlarla birlikte yaşamaya alışıyorsunuz. Oysa olayın içinde olanların başlarına gelenlere alışmaları kolay değildir. Çünkü onlar acı çekiyorlar. Tıpkı bir tanıdığınızın müzmin hastalığa yakalanması gibi. Başlangıçta rahatsız olur, hastaya acır ve onun için bir şeyler yapmak istersiniz. Ama hastalık zamana yayılınca duyarlılık ve ilginizde azalma olur. Hastanın artık hastalıkla birlikte yaşamaya alıştığını düşünürsünüz. Ama o hâlâ acı çekmektedir.
İslâm âlemindeki meseleler içinde rutinleşmeden en çok zarar gören Filistin meselesidir. Çünkü çok geniş bir zamana yayılmıştır ve tüm emperyalist güçler tarafından kuşatılmış olması sebebiyle önü görünmemektedir. Meselenin içinde olanlar imanın ve azmin gücüyle davalarına sahip çıkmayı ve mücadelelerini sürdürmeyi başarabilmektedirler. Aynı şeyi bugün Çeçenistan davası için de söyleyebiliriz. Müslüman toplumlarda, özellikle Türkiye halkında Çeçenistan konusunda bir rutinleşme, zamanın yıpratması vakıası yaşanıyor. Oysa orada işgal ve bu işgale karşı özgürlük mücadelesi sürüyor. O insanların işgale karşı mücadelelerini sürdürebilmeleri için hâlâ ilgiye, mü'min kardeşlerinin desteklerine ihtiyaçları var. Hatta rutinleşmeden kaynaklanan ilgi azalması dönemlerinde bu ihtiyaç daha da artmaktadır.
En önemli sıkıntımız ise bir ümmet bütünlüğü ve dayanışması gerçekleştirme çabalarımızın önünde duran engellerdir. Bu engelleri aşabilmemiz için önce kafalara çizilen haritalardaki sınırları kaldırıp atmamız gerekir. Coğrafi alanlardaki haritaları şimdilik madem çizemiyoruz en azından kafalarımızdaki haritaları kendimiz çizelim ve ilgi alanımız iman kardeşliği temeli üzerine şekillensin. Bunu ilkesel olarak düşünce dünyamızda gerçekleştirebilirsek Yüce Allah, üzerinde dolaştığımız dünya üzerinde pratiğe taşımamız için de yardım edecektir inşallah.
Çeçenistan'da bütün zorluklara rağmen özgürlük mücadelesi devam ediyor. Son dönemde işgal güçlerine ağır darbeler vurulduğuna dair haberler geldi. Bu yüzden Moskova'daki yönetim açısından Çeçenistan hâlâ ciddi bir bataklık olma özelliğini korumaktadır. Fakat ABD'nin Irak'taki inadını sürdürmesi gibi Moskova yönetimi de Çeçenistan'daki inadını sürdürüyor. Her ikisinin de bu inatlarını sürdürmelerinin stratejik ve askeri sebepleri var. Rusya'nın en önemli korkusu Çeçenistan'daki zaferin tüm bölgeyi etkilemesi ve özgürlük rüzgârının bütün bölgeyi sarmaya başlamasıdır.
Çeçenistan'da özgürlük savaşının destansı komutanı Şamil Basayev'in şehit olmasıyla direnişte herhangi bir zayıflama meydana gelmiş değil. Çeçen mücahitler komutanlarını şehit vermekten çok İslâm dünyasından kendilerine yönelen ilginin azalmasına üzülüyorlar. Mücadelelerini daha etkin hâle getirmek için yeni bir yapılanma çalışması içindeler. Bunun için de Müslüman halkların ilgisini ve desteğini bekliyorlar.
|